Daan Botlek
Antik Yunanlı sofist Protagoras'ın (M.Ö. 490-420) "insan her şeyin ölçüsüdür" sözünü ilk duyduğumda, üstümdeki etkisi çok büyük oldu ve zaman içinde tasarımlarımın temel motiflerinden biri haline geldi. Kendi içinde bir bütün olan her şeyin ölçüsünün insan olduğu fikri çoğu çalışmamın temeli. Yani tasarımlarımı ortaya çıkarırken kullandığım ölçü insanoğlunun kendisi. Burada, görelilik, proporsiyon ve merak arasında gerçekleşen bir oyun söz konusu. Bu oyunu oynamak için ise, önceki işlerimden farklı bir yol çizip (bkz. Tabula Rasa) sıfırdan başlamam gerekti. Bundan böyle odak noktamı fikirler ve kavramlar olarak belirleyip, çıplak insan vücudu ile oynadığım oyunları ana temam haline getirdim. Bir görüntünün saf özüne ulaşmak için, tarzımı ve işlediğim konuyu minimalizme yönlendirdim.
Bugüne kadar yaptığım işlerin büyük kısmı görsel anlatı geleneğine dahil. Hepsi birer hikâye anlatıyor; daha doğrusu, birçoğu devam eden bir hikâyenin tek bir anını anlatırken, bazıları ise zaman içinde gelişen bir olaylar bütününü temsil ediyor. Ana karakterler, kavramlar ve sahneler, geometri ve fizik kuralları tarafından ve onlarla oyun oynar gibi inşa ediliyor. Tasarımlarımın ne anlama geldiği hiçbir zaman bariz ya da açıklanabilir değil. Kullandığım görüntüler sınırsız sayıda yoruma açık ve bunların her biri geçerli olarak kabul edilebilir. Bu yüzden tasarımlarımı değerlendiren kitle de hikâyenin yaratımına katılabiliyor ve tasarımın anlamı, farklı fikirlerin alışverişi aracılığıyla kendini oluşturuyor.